Dragon Reborn
Bak, bazı oyunlar var; daha başlamadan havası değiştiriyor ortamı. Dragon Reborn tam olarak öyle bir şey. Ejderha var, büyü var, altın var. Yani bu oyunda ne ararsan var. Ama öyle kuru ejderha figürü değil bu… resmen göz göze geliyorsun! Ve eğer Slotter’daysan, bu karşılaşma kazanca dönüşüyor. İşin büyüsü orada.
Oyuna girdim, ilk sahne… karanlık bir dağ, fon müziği de öyle bir epik çalıyor ki, sanki bir film başlıyor. Makaralar dönüyor, semboller geliyor: ejderha yumurtası, kadim kitap, mor cüppeli büyücü. Ama asıl olay scatter’da. Üç tane denk geldi mi… işte o zaman büyü başlıyor.
Slotter sağ olsun, bu büyülü atmosferi net şekilde sunuyor. Oyunun hızı tam kararında. Ne acele ettiriyor, ne bayıyor. Görsellerin kalitesi bir yana, hissiyat da cuk oturuyor. Her spin’de “acaba şimdi gelir mi?” diyorsun.
Scatter geldiğinde free spin modu başlıyor. Ama olay sadece spin değil. Oyun rastgele bir sembol seçiyor ve o sembol büyüyerek ekranı kaplıyor. Resmen “ben buradayım!” diyor. Denk gelirse… ekranın tamamı o sembolle doluyor ve kazanç tavan yapıyor.
Slotter burada devreye giriyor, çünkü oyunun tam ortasında bir donma, bir yavaşlama olsa büyü bozulur. Ama yok. Her şey akıyor. Hele ki ekrana ejderha indiği an… bilgisayar ekranı değil, sanki kadim bir tapınak. Ciddiyim.
Dragon Reborn oynarken bir yandan macera yaşıyorsun, bir yandan cepleri dolduruyorsun. Slotter’la bu keyif ikiye katlanıyor. Ne zaman istersen gir, oyunu başlat, hayal dünyasına dal. Para kısmı zaten oyunun hediyesi gibi geliyor.
Kazanç kadar his de önemli bazen. Makaralar dönerken bir anda büyü kitabı denk geliyor. Sonra cüppeli büyücü göz kırpıyor. Ejderha uyanıyor. O sırada senin içinde bir kıpırtı… “oluyor galiba” diyorsun. Ve oluyor. Rakamlar artıyor, kalp atışı hızlanıyor.
İşin rengi belli oldu, abi bu oyunda polis değil de resmen sen suçlusun. Ama öyle…
Korsanlık dedin mi olay bitmiştir. Ne yalan söyleyeyim, çocukken bile gizli sandıkların peşindeydim. Pirate Gold…
Bak şimdi... klasik slot dendi mi çoğunun aklına kiraz, karpuz, limon gelir. Ama Juicy Fruits…
Bak şimdi… piramit deyince çoğu kişi turistlik gezi, sıcak kumlar falan hayal eder. Ama Rise…
Bak şimdi, “Fire Strike” deyince insanın aklına önce bir yanardağ, sonra bir casino ateşi geliyor.…
Bak, samimi söylüyorum, Sugar Rush deyince bende çocukluğumun o şekerci vitrinleri canlanıyor. Bir avuç renkli…